Mutsuzum…
Hiçbir şeyden zevk alamıyorum…
Ağlıyorum…
İçimden bir şey yapmak gelmiyor…
Kimseyle konuşmak istemiyorum…
Yalnız kalmak da istemiyorum…
O kadar halsiz ve yorgunum ki…
Hiçbir işe yaramıyorum…
Uyuyamıyorum…
Uykudan gözümü açamıyorum…
Hiçbir şey yiyemiyorum…
Sıkıldıkça buzdolabını boşaltıyorum…
Hiçbir şeye konsantre olamıyorum…
Geçmişe saplanıp kaldım…
O kadar mutsuzum ki…
Bazen kaçsam gitsem ya da ölsem de kurtulsam diye düşünüyorum...
Depresyon her dört kişiden birinde yaşam boyunca ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha sık görülür. Nedeni henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da çevresel ve psikososyal olaylar tarafından tetiklenebildiği, ailesel (genetik) bir yatkınlığın olabildiği, guatr, kalp hastalıkları, diyabet, doğum, metabolik bazı hastalıklar, HIV, kanser gibi bazı biyolojik durumlardan etkilenebildiği bilinmektedir. Tek başına majör depresyon olarak ortaya çıkabildiği gibi bipolar bozukluğun bir komponenti olarak da görülebilir. Çökkün bir duygudurum, zevk alamama, sosyal içe çekilme, motivasyon kaybı, libido kaybı, yeme ve uyku düzensizlikleri, düşük enerji düzeyi, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları, suçluluk ve değersizlik düşünceleri, intihar düşünceleri belirtileri arasındadır.
Depresyon tedavi edilmez ise ortalama 10 ay içinde kendiliğinden düzelebilir ama takip eden 6 ay içinde %75 oranında tekrarlar. Hastaların %60’ında intihar düşünceleri vardır ve %15’i intihara girişir.
Majör depresif dönemler hastaların %70-80’inde tedavi edilebilir. En etkili tedavi yaklaşımı ilaç tedavisi ve psikoterapinin kombinasyonudur. Etkin bir tedavi yöntemi ile depresyon 2-3 hafta ile 2-3 ay arasında tamamen düzelir ve koruma tedavisi de depresyonun tekrarlamasını engeller.
Depresyondaki bireyin kendi isteğiyle bir hekime başvurması bazen zor olabilir, aile ve arkadaş çevresinin kişiyi tedaviye ikna etmesi gerekebilir. Erken tedavinin etkinliği artırdığı unutulmamalıdır.
Dr Emel Akgün Aktaş
Psikiyatri Uzmanı Antalya